Yüksek tansiyon riskini azaltmak için 5 etkili yöntem

“`html

Yüksek Tansiyonla İlgili Bilinmesi Gerekenler

Yüksek tansiyonun erken tespitinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Muzaffer Murat Değertekin, “Tansiyonu ne kadar çabuk tedavi edersek, iki önemli avantaj sağlarız. Birincisi, hastalığın neden olduğu komplikasyonları daha erken önlemiş oluruz. İkincisi ise tedavi sürecinde gereksinim duyulan ilaç sayısı azalır. Böylece, bu hastalığı yalnızca bir ilaçla uzun süre kontrol edebiliriz,” ifadelerini kullandı.

Hipertansiyon Nasıl Tanımlanır?

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Değertekin, hipertansiyonu “Damar içinde dolaşan kanın damar duvarına uyguladığı basınç” şeklinde tanımlayıp, “Normal tansiyon değeri 120/80 mmHg’dır. Eğer bir kişinin istirahat halindeyken ölçtüğü tansiyon bu değerin üzerinde çıkarsa, ‘Tansiyon yükselmeye başladı’ deriz. Eğer birkaç gün içinde tansiyonu 140/90 mmHg’nın üzerine çıkıyorsa, bu durumda hipertansiyon tanısı konulur,” açıklamasında bulundu.

Hipertansiyonun Sebepleri

Hipertansiyonun sebepleri üzerine konuşan Prof. Dr. Değertekin, “Erişkinlerde ortaya çıkan hipertansiyon genellikle esansiyel (primer) olarak adlandırılıyor. Bu tür yüksek tansiyonun nedenleri genellikle bilinmiyor ve hipertansiyon vakalarının %90’ını bu grup oluşturmaktadır. Diğer hipertansiyon türleri, belli organ sorunlarına bağlı olarak gelişmektedir ve bunlara sekonder hipertansiyon denir,” dedi.

Gençlerde Hipertansiyon Görülme Riski

Hipertansiyonun genellikle ileri yaşlarda görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Değertekin, “Ancak genç bireylerde de hipertansiyon gelişebilir. Bu nedenle, gençlerin tansiyonlarını kontrol ettirmeleri ve düzenli olarak takip etmeleri oldukça önemlidir. Özellikle ailesinde hipertansiyon öyküsü bulunanların, bu konuda daha dikkatli olmaları gerektiği vurgusunu yaptı. 20’li yaşlardan itibaren tansiyonlarının yakından izlenmesi, hastalığın erken teşhis edilmesine yardımcı olacaktır,” şeklinde konuştu.

Genç Hastaların İlaç Kullanımı Hakkında Uyarılar

Hipertansiyonun genç yaşta tanı almasının ardından tedavi için ilaç kullanmaktan kaçınmanın büyük bir hata olduğunu belirten Prof. Dr. Değertekin, “Yanlış bir inanış var; sanki hipertansiyon sadece yaşlılarda görülüyormuş gibi. Gençlerden bazıları yüksek tansiyon tespit edildiklerinde tedavi almaktan kaçınıyor. Oysa tansiyonu ne kadar erken tedavi edersek, komplikasyon riskini o kadar düşürmüş oluruz,” dedi.

Hipertansiyonun Kontrol Altında Tutulması Gerekiyor

Prof. Dr. Değertekin, hipertansiyonun kontrol altında tutulmasının önemine dikkat çekerek, “Kontrol altına alınmayan hipertansiyon, tüm organları etkileyebilir. Bu durum kalp hastalıkları, böbrek sorunları gibi çeşitli sağlık problemlerini tetikleyebilir. Hipertansiyonun etkili bir şekilde kontrolü, yaşam kalitesi açısından kritik bir öneme sahiptir,” şeklinde ifade etti.

Hipertansiyon Hastalarının Dikkat Etmesi Gerekenler

Hipertansiyon tanısı almış bireylerin düzenli doktor takibi yaparak, yaşam tarzlarını değiştirmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Değertekin, “Dengeli beslenme, egzersiz ve obezitenin kontrol altında tutulması büyük önem taşıyor. Ayrıca, kalp hastalıkları, diyabet gibi mevcut rahatsızlıkların tedavisi de düzenli olmalı,” önerisinde bulundu.

Egzersiz ve Tuz Tüketimi Üzerine Öneriler

Prof. Dr. Değertekin, “Hypertansiyonu olan bireylerin özellikle tuz tüketiminde dikkatli olmaları önemlidir. İşlenmiş gıdalardaki tuz oranları göz önünde bulundurulmalı. Düzenli egzersiz alışkanlıkları geliştirmek, tansiyonun kontrolüne yardımcı olur ve ilaç ihtiyacını azaltır,” diye ekledi.

İlaç Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Hipertansiyon hastalarının ilaç kullanımlarında düzensizliklerin sıklıkla yaşandığını kaydeden Prof. Dr. Değertekin, “Hipertansiyon tedavisinde düzenli ilaç kullanımı çok kritik. Tedavi sürecindeki aksaklıklar, hipertansiyonun olumsuz etkilerinin yaşanmasına yol açabilir,” dedi.

Bilinçlenme ve Farkındalık Önemli

Hipertansiyonun önlenmesinde toplumsal farkındalığın önemini vurgulayan Prof. Dr. Değertekin, “Türkiye’de hipertansiyonun farkında olmayanların oranı %30-40 civarındadır. Bu sorunun aşılması, sağlıklı yaşamı teşvik eden kampanyalar ve toplumun bilinçlendirilmesiyle mümkündür,” açıklamasını yaptı.

Çocukluk Döneminde Bilinçlenme Şart

Prof. Dr. Değertekin, “Bireylerin sağlıklı beslenme ve egzersiz alışkanlıklarının çocukken kazandırılması çok önemlidir. Sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştiren bireylerin hipertansiyon ile karşılaşma riski azalacaktır,” şeklinde sözlerine son verdi.

“`

Related Posts

Uzmanlardan sıcak havalarda artan ‘Salmonella’ bakterisi uyarısı

Medipol Bahçelievler Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Kübra Dilan Öztürk, sıcaklık artışıyla çoğalan Samonella bakterisi tehlikesine karşı gıda güvenliği ve hijyen kurallarının önemini aktardı.

Kesilen karpuz 2 saat içinde tüketilmeli

Yazın vazgeçilmezi karpuz, doğru tüketilmediğinde sağlığı tehdit edebiliyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, “Karpuzun kabuğu bakterilerle dolu olabilir, kesmeden önce mutlaka yıkanmalı” uyarısını yaptı. Göral, karpuzun kesildikten sonra en fazla 2 saat içinde tüketilmesi gerektiğini belirterek karpuz kaynaklı zehirlenmelerde bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı ve ateş gibi belirtiler görülebildiğine işaret etti.

Yaz Sporları Yaparken Dikkat!

Yaz sporları yaparken dikkat! Uzmanlar, yaz sporları yaparken karşılaşılabilecek riskler konusunda sporcuları uyardı.

Sabit kur ilaç krizini derinleştiriyor; psikiyatri tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar piyasada bulunamıyor

Sabit kur ilaç krizini derinleştiriyor; psikiyatri tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar piyasada bulunamıyor

Erken tanı skolyozun tedavi sürecini kolaylaştırıyor

Medicana International İstanbul Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Tuğrul Ergün, erken tanı konulan skolyoz vakalarının yüzde 90’ının cerrahi müdahaleye gerek kalmadan kontrol altına alınabildiğini belirtti.

Metabolizmanızın gücü, hamile kalındığınız aya mı bağlı?

Japonya’da yapılan kapsamlı bir araştırma, metabolizmamızın sadece yediğimiz yiyeceklere veya ne kadar hareket ettiğimize değil, dünyaya gelmemize neden olan sürecin yılın hangi dönemine denk geldiğine de bağlı olabileceğini ortaya koydu. Araştırmaya göre, kış aylarında başlayan gebeliklerle dünyaya gelen bireylerde, vücudu sıcak tutan ve fazla enerjiyi yakan kahverengi yağ dokusu daha aktif oluyor.