İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun, il başkan yardımcıları ve bir grup partili ile beraber, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki (İBB) İYİ Parti Grubu’nda açıklamalarda bulundu. Yücel, burada İbrahim Özkan ve 7 kişinin partiden ihracı ile ilgili; “Bir parti bir karar aldığında buna katılmayabiliriz. Ama kalkıp partiyi zor durumda bırakacak açıklamaları yazılı ve görsel medyada yapmayız. İçeride tartışmaları yaparız. Birbirimizi ikna etmeye çalışırız. Ama bu karar, dediğim gibi meclis üyeleriyle ilgili yaptığımız işlemin altında kendi düşüncelerine dair bir tavrımız söz konusu değil. Usulsüzlüğe dair yapmış olduğumuz bir disiplin sürecidir” dedi.
ANKA’nın atkardığına göre Coşkun’un açıklamaları şöyle oldu:
BÖYLE BİR TOPLANTIYI GÜNDEME ALMALARI USULSÜZDÜR: Meclis grubumuzu ziyaret ettik, arkadaşlarımızla. Karar defterinde arkadaşların usulsüz davranışları var. Bununla alakalı, karar defterinin dışarıya çıkarılması, toplantıda olmayan bir arkadaşın toplandaymış gibi beyan edilmesi, arkadaşın evine gidip böyle bir karar aldıklarına dair değil, İBB’yle alakalı bir meseleden dolayı hızlıca imza atması gerektiği beyanıyla da alınan imza da var. Bunu arkadaşımız böyle beyan ediyor. Tabi bu ihraç kararı sonrası böyle bir beyandır bilemeyiz. Buna partimiz bağımsız organı Disiplin Kurulu karar verecektir. Bir arkadaşımız toplantıya katılıyor. Toplantıda bu oylamaya uygun bulmadığını söylüyor. Oylamada ret oyu veriyor ret oyu veren arkadaşımız da dahil Tuğrul Arık arkadaşımız, Suat Sarı arkadaşımız toplamda şu anda üç ya da dört gözüküyoruz diğer arkadaşımızın pozisyonu net bilmemekle beraber. Hani kendi iddiası o. O da Bayrampaşa meclis üyemiz Tufan Babar. Bir anda şey yapıldı iddiası var. Bunlar tabi incelenecek ama bizi ilgilendiren konu net olan bir şey var kararı usulsüz. Bir il başkanının bir toplantı talebi, seçim talebi olmamasına rağmen böyle bir toplantıyı gündeme almaları zaten usulsüzdür.
TOPLANTI DA OLMAYAN BİRİNİN İMZASI ALINIYOR: İki, karar defterine yazdıkları gizli oylama, açık tasnif konusu tamamen arkadaşlar tarafından yalanlanıyor. Açık oylama yaptık diyor her biri. Bunu geldiklerinde ifade ettiler. Üç, toplantıda olmayan birinin toplantıdaymış gibi gösterilerek imzası alınıyor. Kendisine de bu toplantının içeriği belirtilmeden alındı. O ayrı bir iddia ama buradan gidip bir Bayrampaşa’da bir evden imza alınıyor olması. Dört, bu tür karar defterleri bulunduğu yer dışına çıkartılmaz bu da bir usulsüzlüktür. Onun için bu usulsüzlük tespitleriyle beraber kararın geçersizliği, mevcut grup başkanvekilimizin istifası sonrası alınan kararın geçersizliğiyle onun grup başkan vekilliği zaten istifasıyla düşmüş. Ama grup sözcümüz olarak Suat Sarı’nın grup sözcüsü olarak devamı söz konusudur. Diğer arkadaşlarımızın da durumunu, disiplin kurulu belirleyecektir. Biz tedbirli olarak disipline verdik. İnceliyoruz. 7 arkadaşla alakalı işlem yapıyoruz. Ama bir arkadaşımızın beyanı böyle olduğu için diğerlerinden teyit almaya çalışıyoruz. Kendi beyanı bu.
İBRAHİM BEY AKŞAM ARABASINDA İMZALARI ALIYOR: İbrahim Bey imzaları alıyor dışarıda akşam arabasında. Defteri dolaştırıyor. Bunlarla alakalı tedbir kararımız var. Bize gelen bilgi böyle. Şimdi İbrahim’le de kalkıp böyle mi yaptın? Şöyle mi yaptın? Değil. Söyleyen bu. Kaldı ki dün karar defteri zaten kendi arabasında. Eğer kendi götürmediği, yanındaki yardımcı şoförle götürdüyse o bambaşka bir sıkıntı zaten partimiz açısından da. Suç teşkil eden konular. Tedbir dediğimiz konu da şu, Tedbir işleme girdi evet disiplin kurulu bunların savunmalarını ister. Savunmaları sonrası verecekleri karar bir zaman dilimi içerisinde olur. Ama tedbir kararı alındığında biz disipline hemen gönderir, hızlıca onların toplantısıyla üç gün içerisinde bu karar çıktığında artık parti adına görev yapamazlar. Biz de bu süre zarfında mevcut meclis üyelerimizle seçimimizi yapacağız. Bir grup başkan vekilimizi bir grup sözcümüzü ilan edeceğiz. Seçimlere kadar burada partimizi grupsuz bırakmamaya özen göstereceğiz.
PARTİMİZDE HERKESTEN KONFORLU SİYASET ALANI BU ARKADAŞLARIMIZDAYDI: (Bunu neden yapmış olabilirler zaten istifa etmişti? sorusu üzerine) İzahı yok. Her biri kendi farklı beyanda bulunuyor. Basiretimiz bağlandı diyen var, Oldu bittiye getirildi diyen de var. Kendi dünyalarında bunu izah etmeye çalışıyorlar. Öyle net bir ifade yok. Tamamına yakını, pişman olduğunu beyan etmekle beraber iki arkadaşımız kararında çok kati ve ısrarcı. Öldük bittik gibi pişmanlık beyanları yok. Biz bunun sonuçlarını bile bile yaptık diyorlar. Dikkate alınmak diye bahsediyorlar. Partimiz, bizi dikkate almıyor diye bahsediyorlar. Yani teşkilatlarımız açısından da şöyle bir durum var. Partinin en çok dikkate alınan insanları İBB meclis üyeleri. Partimizde herkesten konforlu siyaset alanı bu arkadaşlarımızdaydı. İlçe başkanlarımız, yöneticilerimiz çile çekerdi. Bu arkadaşlarımız seçilmişler. Görevleri icabı. Daha bir konforlu alanları vardı. Ama her söyledikleri daha çok dikkate alınan arkadaşlarımızdı. Zaman zaman meclis üyelerimizle toplantı da yapıyoruz. Fikirlerini alıyoruz. Buğra başkanımız, döneminde Coşkun Yıldırım döneminde biz de yeni il başkanı olarak en son pazartesi günü salı günü toplantımızı yaptık. Herkes özgürce fikirlerini de beyan ediyor. Dün de söylediğiniz gibi yani buradaki mesele arkadaşlarımızın işbirliği yanlısı olmasından kaynaklı bir mesele değil. Ben de işbirliği yanlısından yana görüş beyan etmiş bir il başkanıyım. Yani böyle bir görüş beyan eden işbirliği yanlısı diye bir şey yapmayız. Partimizde öyle işbirliği yanlısı görüş beyan eden genel başkan yardımcılarımız da vardı, milletvekillerinden de vardı. İbrahim Bey’in istifasının, istenme meselesi şu. Biz parti genel idare kurulunun alacağı her karara uymak zorundayız. Bunu kalkıp televizyonda zaten kendisi ifade etti bunu. Tekrara düşmeyeyim. Ama tüm arkadaşlarımızla alakalı şudur. Bir parti bir karar aldığında buna katılmayabiliriz. Ama kalkıp partiyi zor durumda bırakacak açıklamaları yazılı ve görsel medyada yapmayız. İçeri de tartışmaları yaparız. Birbirimizi ikna etmeye çalışırız. Ama bu karar, dediğim gibi meclis üyeleriyle ilgili yaptığımız işlemin altında kendi düşüncelerine dair bir tavrımız söz konusu değil. Usulsüzlüğe dair yapmış olduğumuz bir disiplin sürecidir.
İBB GRUP BAŞKAN VEKİLİNİN İSTİFASINI BİR İL BAŞKANI TEK BAŞINA İSTEMEZ: (İbrahim Özkan Meral Hanım’ın talebi doğrultusunda gidiyor. Siz mi istediniz? Genel Başkan mı istedi İbrahim Bey’in istifasını? sorusu üzerine): Şimdi onu dün de izah ettim. İbrahim de dün bu konuya dair açıklamasını yaptı. Birbiriyle çok da çelişen bir açıklamalar değildir. Şöyle biz kendisine tebliğ ettik amma velakin İBB grup başkan vekilinin istifasını bir il başkanı tek başına istemez. Türkiye gündeminde konuşulacak bir konuyla alakalı. Genel Başkana tabii ki bu sorulur. Kaldı ki yine İBB bu yaşananlarla alakalı da kendisine sorarız, sonrasında soracağımız gibi.
İBRAHİM’İN İSTİFASINI PARTİDEN İSTİFA OLARAK İSTEMEMİŞTİK: (Peki bu süreçte bir telefon trafiği oldu mu aranızda İbrahim Bey’le, çok ciddi bir kriz olduğu için? sorusu üzerine) İbrahim bizim daha önceden bir sık sık telefon trafiği yaptığımız bir arkadaşımız, beraber de bir araya geldiğimiz için, dünkü meseleye kadar herhangi bir sorun yoktu. Biz İbrahim’in istifasını partiden istifa olarak istememiştik. Grup başkanvekilliğinden istedik. Yani dışarıda şöyle bir algı olur. Yani düşünün, İBB Grup Başkanvekilisin ‘Ben Hür ve Müstakilciyim’ dediğinde dışarıdan millet der ki İYİ Parti öyle söylüyor da böyle davranıyor. Grup Başkanvekilim böyle konuşuyorsa demek ki siz alttan başka bir pazarlık yapıyorsunuz. Meral Akşener’e veya partimize bu yakıştırma yapılmasının önüne geçmeye çalışıyoruz.
İLÇELERDE BİLE HÜR VE MÜSTAKİL GİRİYORUZ: (Peki İstanbul’da ittifak olacak mı CHP ile köprüler atıldı anlamına mı geliyor? sorusu üzerine): Partide soranları ihraç ediyoruz bak. Sizle de röportajı keseriz. Şöyle partide ittifak veya işbirliği dün de arkadaşlarımızın görüşleri toplantıda söylendi ilçe başkanlarımızın da. Biz genel başkanımıza bir ifade de bulunduk. Ne kararı çıkarsa bu karar doğrultusunda hareket edeceğiz karar böyle çıktı. O çalışmalarımızı önceden de başlatmıştık devam ediyor. Yani bu karar yine tekrarı düşüyorum daha önceden ortada olmayan bir karardı Hür ve Müstakil kararımız vardı. Peşine, kongreler sonrası önümüze çıkan bir senaryo Sayın Özgür Özel’in gelip Genel Başkanımıza yapmış olduğu konuşma, bir daha oylayalım dediklerinde ret kararı çıktı. Yani ilk kararın tasdiki çıktı. Biz o oylamaya kadar da hür ve müstakil sahadaydık. O karardan bir şey çıkmış olsaydı bize dönük çalışmalarımızı ona göre yapardık. Tabi hür ve müstakil dediklerimizi de şöyle bir dünya yok. Ekrem Bey’e veya herhangi birine kazandıralım değil. İYİ Parti burada bir faydalı olacak mı diye bakıyorlardı. Hür ve müstakilci arkadaşlarımızın da bakışı oydu. Şu anda görüyoruz sosyal medyada yazanları, çizenleri de işte bunu AK Parti’ye kazandırmak diye… Yo biz kazanmaya odaklanacağız veya birine kazandırmak, birine kaybettirmek değil. Bunu sadece İBB açısından niye değerlendiriyoruz? İlçeler var ilçelerde bile hür ve müstakil giriyoruz. Şimdi takıldık İBB’ye ya ilçelerin durumu.
KEŞKE BİZ DUYSAYDIK DAHA ÖNCE İŞLEM YAPSAYDIK: (AK Partiye kazandırma dediniz ama isim vermeyeceğim şimdi bazı meclis üyelerimiz bu GİK kararı için bizzat kendileri ifade ediyor ‘Bu AKP’ye kazandırma projesi’ diye? sorusu üzerine): Onun için keşke biz duysaydık daha önce işlem yapsaydık bununla alakalı. Biz de hür ve müstakilcilerle işbirliği yanlısının hepsi İYİ Parti bu işten ne kazanır. İYİ Parti ne kadar faydalı olur? İYİ Parti hür ve müstakil girdiği bir seçimde İstanbul’da iyi bir oy oranı mümkün mertebe meclis üyesi, mümkünse iki tane üç tane belediye kazanırsa 2028’in önünü fazlasıyla açar değişim için. Ama işbirliğiyle aynı senaryolar, aynı sahnelerle karşılaşabiliriz bakışında bulunuyor arkadaşlarımız.
PAZARTESİYE KADAR TAMAMLANMIŞ OLUR: (Peki bundan sonraki süreç nasıl olacak? sorusu üzerine): Çok basit aslında. Meclis üyemiz, grup başkanvekilimiz, grup sözcümüzün seçimini yapacağız. Bu hafta inşallah yetiştirip yani pazartesiye kadar tamamlanmış olur. Ama ileriye dönük de şu, İBB’de iyi gördüğümüz her şeye evet, kötü gördüklerimizi geçmişte olduğu gibi de hayır diyeceğiz. Yani nasıl AK Parti iktidarında tezkereye evet dediğimiz ama insan hakları ve hukuk ihlalleri ile alakalı hayır dediğimiz duruşlarımız her yapıda da devam edecek. (HABER MERKEZİ)